Dün basını takip ederken TBMM Başkanlığı tarafından, Meclisin 96. Kuruluş yıldönümü olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının bu yılki kutlamalarının, Doğu ve Güneydoğu’ da Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonu ve gelen şehit haberleri nedeniyle iptal edildiğini gördüm.

            Birçok ülke, yaşadığı bir terör olayı sonucu masum insanları katledildiği zaman “ULUSAL YAS” ilan ederken, sanki bizde olağan bir olaymış gibi her şey normal halinde devam eder. Birkaç kınama ve “cezalarını bulacaklardır” yada “akıttıkları kanda boğulacaklar”  tehdidinden öteye maalesef gitmemektedir. TV lerde eğlence ve evlendirme programları yüksek reyting alır. Ve ateş düştüğü yeri yakar. Ama bizde Suudi Kral ölür bayraklar yarıya indirilir ve “ULUSAL YAS” ilan ederiz. Çelişki değil mi sizce?!!!...

            Oysaki, 23 Nisan gününü Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK Kurtuluş Savaşında şehit olan on binlerce insanımızın öksüz ve yetim kalan çocuklarının sevinmeleri, mutlu olmalarını sağlamak ve bir bahar şenliği havasında kutlanması için bu önemli güne Çocuk Bayramı adını vermiştir.

            23 Nisan 1920, Türk Milletinin iradesini temsil eden Türkiye Büyük Millet Meclisi’ nin açıldığı ve Türk Halkının egemenliğini ilan ettiği tarihtir. Bu ne demektir? Ülkenin Padişah tarafından alınan kararlar yerine Milli İrade yani milletin seçtiği vekillerin aldığı kararlarla yönetilmesi demektir. İşte bu yüzden bugüne “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” denilmiştir.

            Kutlamaların iptalinde acaba bir ATATÜRK antipatisi var mı diye düşünmeden de edemiyorum.

            Çocuk istismarının sıkça yaşandığı bu günlerde başta şehit çocuklarımız olmak üzere tüm çocuklarımız 23 Nisan gününü gönüllerince kutlasın.

            Siz aile büyükleri, her şeye rağmen 23 Nisan’ da çocuklarınıza temiz ve rengarenk kıyafetlerini giydirip, ellerine balonlar ve ay yıldızlı bayrağımızı vererek, bu günü sokaklarda, alanlarda, okullarda ve her yerde bir bayram havasında kutlayacağınızdan şüphem yoktur.

Atatürk diyor ki:

“Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”

Saygılarımla.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.