Günümüzde Anadolu, İstanbul Boğazı ile Avrupa’dan ayrılan Asya Kıtası üzerinde kalan topraklara denmektedir. İşte bu topraklara Anadolu ismi nasıl ve kim tarafından verilmiştir? İsterseniz yazıma “Anadolu” isminin veriliş efsanesiyle başlayım.
“Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaattin Keykubat; bir kaleyi fethetmek üzere yola çıkmış. Epeyce yol aldıktan sonra Ankara’nın Kızılcahamam sınırları içinde Taşlıca diye bir köy varmış, orada dinlenmek üzere durulmuş.
Bu köyde yaşayan bir kadın varmış. Oğlu ile yaşayan bu yaşlı kadına “kırmızı ebe” denirmiş. Askerlerin köye geldiğini gören Kırmızı ebe onları karşılamış. Askerler içsin diye yayıkta ayran hazırlamış ve taş oluğa dökmüş.
Askerler çok sevinmişler. Ayranı içmek ve kaplarını doldurmak için sıralanmışlar. Kana kana ayrandan içmişler ve kaplarını doldurmuşlar. Onlar içtikçe, aldıkça taş oluktaki ayran bitmiyor, aksine çoğalıyormuş.
Kırmızı Ebe askerlere “doldurun evlatlarım” diyormuş.
Askerler önceleri dolduruyormuş ama sonradan hepsinin kapları dolduğundan, Kırmızı Ebenin ısrarları karşısında askerler “Ana dolu” demeye başlamışlar.
Kırmızı ebe ısrar ettikçe askerler “Ana dolu” diye tekrarlamışlar.”
O günden bugüne birçok uygarlıklara ev sahipliği yapmış bu topraklar “ANADOLU” diye tanınır.
Birçok ülkede her yıl mayıs ayının ikinci Pazar günü “Anneler Günü” olarak kutlanır. Bugün o nadide günlerden birini yaşamaktayız. Sevgi dolu kalpleri olan, zorda kaldığımızda sığındığımız liman, fedakâr, merhametli, yürekli sabır taşımız, koruyucu meleğimiz, eskimeyen güzelliğimiz, çiçek bahçemiz annelerimizin günü bugün…
Kimi evlatlar ellerini öpmek için annelerine koşacak, kimi anneler evlatları gelemediği için topraklarıyla buluşacak. Allah onlara sabırlar versin. Başta şehit annelerimiz olmak üzere tüm annelerin ve kendini anne olarak gören o mükemmel kadınlarımızın “Anneler Günü” nü kutluyorum.
Sınırsız sevgi ve fedakârlıkla doludur yaşamları, karşılıksızdır verdikleri…
İşte bunun içindir ki Anneler Anadolu…
Saygılarımla...