Yaşı 45’ in üzerinde olanlar beni daha iyi anlayacaklardır. 1980 yılı öncesi TÜRKİYE; “sağ – sol” çatışmalarının gölgesinde yaşanan bir ülke konumundaydı. Her gün gazete manşetlerini değişik meslek gruplarından 30’ un üzerinde kişinin ölüm haberleri doldurmaktaydı. Her gün 30’ un üzerinde can teröre kurban verilmekteydi. Her gün bir duvar dibinde infaz edilmiş kişilerin haberlerini görmek zaman içinde yaşayanlara sıradan bir haber gibi gelemeye başlamıştır.  

            Zaman içinde birçok değer verdiğimiz hasletlerimiz sıradanlaşmaya başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri personeli birçok general, subay ve astsubay SÖZDE Ergenekon terör örgütü yakıştırması, balyoz ile askeri casusluk soruşturmaları kapsamında adi birer suçlu gibi ellerine kelepçeler takılarak, halk nezdinde itibarları düşürülürcesine birer birer götürüldüler. Tepki vermek bir tarafa suçlu olduklarına inandık yada inandırıldık.

            Toprak altından elleriyle koymuş gibi buldukları silah, mühimmat ve patlayıcılar çıktıkça, camilerin bombalanacağına ve bunların suçluluğuna iyice inanmaya başladık. Bu arada TSK içinde birçok general, subay ve astsubaylar kendilerine yakıştırılan sözde suçlar yüzünden tasfiye edilmişti.

             17-25 Aralık günü yaşanan olaylar devlet içinde devlet olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. O zamana kadar omuz omuza, beraber hareket eden bu insanlar, aralarına menfaat çatışması girince karşı karşıya geldiler.

            Yaptıkları her olumsuz harekette artık bahaneleri de hazırdır. Eskiden “darbeye maruz kaldık” diyenler artık “paralel devlet darbesi” nden bahsetmeye başladılar.

            Terörist olduklarına inandırıldığımız TSK mensupları böylece yeniden yargılanıp beraat ederken, davalar da düşmüştür.

            Ne oldu darbeci teröristlere… Cevap tek…KANDIRILDIK” . Eeee, adama sormazlar mı sen bu kadar saf mısın?  diye.

            Şimdilerde Türk Silahlı Kuvvetleri Ülkemin doğusunda bir mücadele veriyor. Öyle ki her gün gelen şehit haberleri, Ülkemin birçok köşesinde evleri, ocakları yangın yerine çeviriyor. Niye bu kadar şehit veriyoruz hiç düşündünüz mü? Hani o açılım sevdası vardı ya, hani operasyon yetkisi valilere verilmişti ya, hani görsen de teröristi görmeyeceksin demişlerdi ya, hani bir terörist öldürdüğünde hakkında soruşturma açılırdı ya, rahat hareket etsinler diye hiçbir şeylerine dokunulmazdı ya… İşte onun içindir bugün verdiğimiz şehitler. Kimbilir belki de hala geçmişin yanlışlıklarını yapmaya devam ediyoruzdur.

            Çok değil birkaç yıl öncesine kadar bir şehit için alanlara dökülür, evlerimizi ve caddelerimizi bayraklarla donatırdık. Şimdilerde ateş düştüğü yeri yakıyor. Şehit aileleri acılarını artık sessizce, içlerine akıtarak yaşıyor. Kısacası artık şehit haberleri de maalesef sıradanlaşmaya başladı. Toplum olarak o kadar çok benimsedik ki etkisizleşmeğe ve alışmaya başladık. Allah sonumuzu hayretsin. Saygılarımla.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.