Türkiye’nin en büyük, en kalabalık metropol şehri olan İstanbul’ da polise yönelik olarak bir terör saldırısı yaşandı. Mübarek Ramazanda ellerimiz gökyüzüne açıldığında dillerden hep aynı temenniler dökülür “Allah’ım ülkeme huzur ve dirlik getir”“Birlik ve barış getir” diye.
Öyle mi oldu bu Ramazan…
Maalesef öyle arzu ettik ama karanlık eller yine yaptı yapacağını…
Yine ocaklara ateş düştü, yine ağlamasın denilen anneler, babalar ağladı, yine eşler gözü yaşlı ve çocuklaryetim kaldı, ne olduğundan habersizce…
Hani bunlar yaşanmayacaktı birdaha,ama maalesef ne anne babaların gözyaşları dindi, ne gözü yaşlı dul eşler, ne de yetim çocuklar…
Ne oldu onca insanın hayatını karartınca? Sen bu eylemler ile hangi haklılığını ispat edeceksin? Cevap koskoca bir muamma. Anca seni kullanarak kanla beslenenlerin amaçlarına hizmet edip, onların oyuncağı olmaya devam edeceksin.
Maalesef terörün;
Bir dini, dili, ırkı, mezhebiolmadığından,
Teröristler, hep kullanıldıklarından,
Hep maşa ve kukla olduklarından,
Hep verilen emirleri yorumlamadan, düşünmeden uyguladıklarından
Ve en önemlisi, insan olduklarını unuttuklarından bunları yapanlara da“İNSAN”diyemiyoruz.
Terörün bugüne kadar yaptığı, hedef göstermeksizin bombalı eylemlerde bulunması ile toplumun genel huzur ve refahını zedelemek. Böylece toplumda bir korku ağı oluşturmak. Yani insanları evden çıkamaz hale getirip sosyal alan dışına sürükleme çabasındalar. Eğer istedikleri gibi davranırsak işte o zaman terör amacına ulaşmış demektir.
Terör böyle devam ettiği sürece devletin bu konudaki çaresizliği de artmaktadır. Böylece toplumun devlete olan güveni sarsılmaktadır. Düşünmeden de geçemeyeceğim ama terörü yaşamadan ortaya çıkaracak olan görevli devlet kurumlarının ve istihbarat birimlerinin başındaki yöneticilerin yeterli vasıfta olmadıklarıdır. Umarım böyle değillerdir!!!...
Bu mübarek günde ülkeme bu acıları yaşatan terör örgütüne ve teröristlere LANET OLSUN.
Tüm şehitlerimize Allah’ tan rahmet diliyorum. Nur içinde yatın.
Saygılarımla.