Yaşam boyunca, ne aşklar yaşarız da kimseler bilmez! Öyle aşklar yaşarsınız ki, büyüklüğü altında inim inim inlersiniz, ne sevdiğiniz bilir ne de en yakınınız. Zaten çoğu kez platoniktir aşklarınız, sevildiğinden haberi bile yoktur, kızın ya da oğlanın. Daha komik olanı da vardır aşkların, ortada bir sevgili yoktur, şarkıların içindedir O, tam da istediğiniz gibidir, sırılsıklam aşk yaşarsınız, kimse size “ne oluyor,  bu şarkıyı kime söylüyorsun, deli misin be” demez. O şarkılardadır, dinlersin, söylersin, yanarsın, ağlarsın, kendi kendine gülümsersin, düşlersin, o hayalle uyur, rüyanda bile görürsün.

Aşkların en masum olanı on beşli yaşlarda yaşanır.  İşte O Malum Kasabadasınız, komşularla  pikniğe gidiyorsunuz, minibüsün şoförü pikaba bir kaset koyuyor.”Sevda Olmasaydı da,  Gönül e Dolmasaydı, Dünya Neye Yaradı da Güzeli Olmasaydı.”Neşet baba söyler siz dünyanızı değiştirirsiniz.

Yirmili yaşlarda kendinizi pek bir önemsersiniz, doğrudur,  serpilip güzelleşmiş, yakışıklı olmuşsunuzdur. Artık O bilmese bile bir sevgiliniz vardır. Yakın arkadaşlarınızdan biri ya da bir kaçı bilir. Türkü şarkıya dönüşmüştür. “O Ağacın Altını Bilmem Hatırlar mısın der, bir sigara yakar, yanında ki sırdaşına da ikram edersin.

Otuzlu yaşlar artık, aşkı bulduğun ve belaya bulaştığın yıllardır. Gerçek aşkı buldum sanırsın. Memleketten çıkmış, üstelik şahsiyette bulmuşsundur. Artık şarkılar sertleşmiştir. Hem büyük aşkı yaşarsın hem de geçmişte yaşadıklarınla mukayese edersin. “ Bende Bir Zamanlar Sevildim Ama, Senin ki Düpedüz Vurgun Sayılır” der. Bu yıllarda,  bir kadeh de atarsın hani.

En tehlikeli aşkları kırk beşli yaşlarda yaşarsın. Bir yuvan vardır ama Sezen Aksu diye biri çıkar “Kendimden Kaçak,Yarim Keskin Bıçak” der. Geldim yarım, kaldım yarım sözleri gerçek olur. Nerde durursan iyi olur kestiremezsin. Ekseri,yarı pişman yuvana geri dönersin.

Atmışlı yaşlarda aşklar çok farklılık gösterir. Aşıklar Dede Efendi dinleyecek sanırsınız, hiç de öyle olmaz. Sakin akan bir ırmak bir çağlayan olur. Tarkan’ın “Asla vazgeçemem” şarkısını inatla söylersiniz ama artık vücut, beyin ve kalp yorgundur. O en masum ve unutamadığınız aşka gönderme yaparsınız. Nurdan Torun ya da Orhan Gencebay dan “Akşam Güneşi”ni dinler, en tatlı mutlulukları, tarihe gömersiniz.

Velhasıl aşk,iki kişinin; hayatın bütün tekdüzeliğine başkaldırısı, savaşı ve darbesidir. Hayata karşı bu başkaldırışın en önemli silahı da o masum gibi görünen kılıçtan keskin şarkılardır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.