Yıllara meydan okumak, yok öyle bir şey. Hasmına meydan okursun, sevgiliye meydan okursun, borçlanırsın alacaklına bile meydan okursun ama yıllara meydan okumak mümkün değil.
Bir fidanın serpilip büyümesi gibi büyürsün, aynalarla uzun yıllar barışık yaşarsın, saç derinin santimetre karesine 1000 saç kökü düşerken, saçını ne tarafa tarayacağını şaşırırsın. Yorulmak ne bilmezsin, uykusuzluk mu? O da ne, vurdun mu kafayı, renkli rüyalar içinde kaybolursun.
Siz öyle kırklı, ellili yaşlarda yaşlanıyorum diyenlere de pek itibar etmeyin, ancak altmışlı yaşlarda fark edersiniz yaşlandığınızı… Gözünün feri bile azalır da, katarak oldum dersiniz.
Öyle bir yaşa gelirsiniz ki, artık harcayacak enerjiniz kalmamıştır. Çoğu güzelliği yaşamaya mecaliniz yoktur. Anlarsınız işte…
Tıpkı Havza’nın Yenice köyündeki 100 yıllık su değirmeni gibi olursunuz. Belki hala işinizin başındasınızdır! Aynalarla bile barışıksınızdır, santimetre kareye düşen 200 tel saçınızı, incitmeden tarar, güzelim bile dersiniz.
Duyduğuma göre yüz yıllık değirmen de çalışıyormuş ama! günde bir iki çuval köylünün hayvan yemini kırdırmak için.
